3.08.2015

Geçmişten günümüze ezilen kadınlar

Geçmişten günümüze dünya çapında kadınlara karşı ayrımcılık yapılmaktadır. Dünyada genellikle ataerklik hâkimdir. Kadına karşı yönelik ayrımlar genel olarak, dünyanın erkek egemen yapısından kaynaklanmaktadır. Erkekler dünyada tüm sahaları ele geçirmişler. Kadınların payı kamu sahalarında ve özel sektörlerde çok az olduğunu görülmektedir. Kadınların durumu toplumdan topluma farklı olarak, değişir.

Toplumlarda özellikle Müslüman ülkelerin büyük çoğunluğunda erkeğin, yasalardan, ataerkil geleneklerden, şeriat kurallarından kaynaklanan üstün konuma sahiplenmesi, kadınların toplumlarda aile içinde ve kamu alanında ezilmesine, haklarının ihlaline neden olmuştur. Birçok toplumlarda doğal görünen, geleneklerden ve dini kurallardan doğan erkeklerin verilen kararlara söz sahibi olması ve kadınların mecburiyet karşısında buna boyun eğmeğe mecbur kalması, toplum ve aile içi fiziksel şiddetin ve ruhsal işkencenin beslenmesine yol açmaktadır.

Medya, basın, kitaplar, internet vs. cinsiyete yönelik klişelerle doludur. Bu klişelerin yaygın şekilde halka iletişim araçları vasıtası ile aşılanması,  erkeğin aile ve toplum içinde bir otoriter güce sahiplenmesine neden olmuştur. Erkekler ağlamaz, adam ol, kadın gibi gülme, kız konuşmaz, kız dışarı çıkmaz ve Kızını dövmeyen dizini döver gibi ifadeleri medya tarafından her zaman topluma yansımakta ve yüklenmektedir. Bu klişeler ve kadına karşı kullanılan ifadeler kadınların erkeklere toplumlarda kadınların aşağılanmasına ve erkeklerin üstün olarak algılanmasına ve görünmesine yol açmıştır.  

Kadınların durumu Müslüman ülkelerinde diğer ülkelerle kıyasladığımızda eskisi gibi çok kötü olarak duruyor ve kadına yönelik cinsiyet eşitsizliği şiddetle yürütüldüğünü görüyoruz. Dünya ekonomi forumun 2014 yılında yayınladığı ‘’Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2014’’ adlı raporunda ekonomik katılım ve fırsat eşitliği, eğitim durumu, sağlık ve yaşam tarzı, politik güçlenme faktörlerini dikkate alarak, dünyanın 142 ülkesinde kadınların durumu araştırılmıştır. Rapora baktığımızda Müslüman ülkeleri listenin sonlarında yer almaktadır. Örnek veriyorum dünyada Türkiye 125, İran 137, Suudi Arabistan 130, yemen 142’ci yerdedir.

İslam dünyasında kadınlarının durumunun ağır olması, kadın hakları ihlali ve kadına yönelik şiddet ataerkil geleneklerden ziyade toplumda halka aşılanan dini kurumlar ve bazı İslami ülkelerde dini emirlerin ve kuralların hâkim devletler tarafından yasalaştırılmasından ve kadınlara karşı uygulamasından kaynaklanıyor.

Kadınların bu tür toplumlarda eşit haklara ve özgürlüğe sahip olmasının çaresi bu ülkelerin demokratikleşmesi ve halkın iradesi ile laik bir sistemin kurulamasıdır.  Halkın bu yönde güçlü seviyede, çeşitli yollarla bilinçlendirmesi Kadın hakları uğrunda mücadelenin sonuca vara bilmesi için diğer koşulları dikkate alarak, yararlı ola bilir diye ve cinsiyet eşitliliğin sağlana bilmesine yardımcı olacağını düşünüyorum.  İran gibi dini totalitarizme dayalı bir ideolojik devleti olan ülkelerde güvenlik güçleri tarafından ülkenin her yerinde, yaratılan baskı atmosferinden dolayı, kadın haklarından ve cinsiyet eşitliği hakkında konuşmak zordur.